26.10.15

3.Tenere Frig-Yapıldak Göleti Kampı 26 Ekim 2014

Tam da geçen sene bugün. Hem anılarımızı canlandırmak hem de kampta olan biteni yazmak için bir fırsat bugün.


Motosiklet sürmenin en güzel yanlarından biri  de kamplara katılmak bana göre. Ülkemizde ciddi anlamda kamp organizasyonlarından birini de ( Tenere Türkiye ) grubu tarafından düzenlemekte. Temelde Yamaha xt660z ( Tenere ) kullanıcılarının tanışmaları ve bilgi paylaşımları için grup kurulmuş.  Zamanla tüm uzun yol sürücüleri farklı motorlara sahip olsalar da takip eder , merakla bekler olmuşlar. Ben de bunlardan biri oldum.

İlk kamp 2013 yılında Ulubey Kanyonunda düzenlenmiş. Grubun kurucusu aynı zamanda sıkı bir uzun yol sürücüsü Erdem Önen. İkinci kamp Kütahya-Simav da gerçekleşmiş. Kamp tarihleri genelde ya yazın bittiği yada kışın bittiği tarihlerde olması sebebiyle,ve seçilen yerlerin coğrafik olarak zorlu yerlerde olması hava şartlarının sertliği bu kampların gerçek enduro meraklılarının tutkusu haline getirmiş. Bu güzel birlikteliğe sonradan  Yamaha Motor Türkiye'de destek vermeye başlamış.

 

 

 

Ben bu kampla, 3.sü olan 2014 ekim ayındaki Frig buluşmasıyla tanıştım. Frig'de olduğunu duyunca inanılmaz sevinmiştim nede olsa bana yakındı. O sene henüz motorumu yeni satmış ve daha yenisini alamamıştım. Aslında biraz buruk da olsam kampa katılmayı çok istiyordum. Kamp için gelen arkadaşlarım önce kafeye geldiklerinde çoğunun kamp eşyaları motoruna anca sığmış olduğunu, bana yer olmadığını görünce üzülmüştüm. Ama eşim akşam üzeri ''ben seni götürürüm arabayla, sen üzülme karıcım'' derken, aslında yolun binek araba için bu kadar kötü olduğunu bilemezdi. Karanlığa kalmıştık.Ağaçlarda işaretler vardı ama karanlıktan göremiyorduk.Yolun nereye gittiğini bilmeden arabanın altını vurarak ve eşimin söylenmelerinden ufaktan tartışarak Erdem’i arıyorum. Allah'ım telefon da çekmiyor. Orada lastiğimiz patlasa yardım bile isteyemeyeceğiz. Ne kadar o yolda gittik bilemiyorum,tam artık dönelim bulamayacağız dediğimde bir traktör görüyoruz ve ona soruyoruz.Meğer hemen yanındaymışız kampın.Eşim beni bırakıyor ve geri dönüyor ama aklım onda kalıyor.Ya dönüş yolunda başına birşey gelse.. Daha sonra sağ salim eve ulaştığının mesajını alıyorum da rahat bir nefes alıyorum.



 
Herkes çadırını kurmuş.Ben de aceleyle arkadaşlarımın yanına kuruyorum çadırımı.Ve yakılan kocaman kamp ateşinin yanına çoğu ile sadece sosyal medyada tanıştığım arkadaşlarımı bulmaya gidiyorum.Geç saatlere kadar süren sohbetten sonra herkes çadırına yatmaya gidiyor. Soğuk havada kampa alışık olmayan bünyem ,bozulmuştu .Birkaç kez arkadaşıma seslenerek bana doğada tuvalet için eşlik etmesini istesem de 3.gidişden sonra utanıp yalnız çıkıyorum. Gecenin karanlığında az bir tepe çıkıp, ağaçların arasında arkamdan bir ayı gelmesin diye de dua ederek senaryolar kuruyorum.O tedirginlikle az uyumama rağmen ne kadar zinde kalktığıma şaşırıyorum.
 
Sabah olduğunda Yapıldak Göleti’nin ve ortamın güzelliğinin daha önce görmediğim kadar güzel bir yer olduğunu görüp kendime nasıl daha önce burnumun dibindeki yere gelmedim diye kızıyorum. Yamaha'nın kendi motorlarına servisi burada da devam ediyor. Motorlarına yağ değişimi yapıyorlar. Harika bir destek.
Herkes kendi imkanlarınca yemek için birşeyler hazırlıyor,çaylar yapılıyor. Sohbet muhabbet.. ancak öğleden sonra kuvveli bir yağmur… Hadi diyorum şimdi herkes çadırlarına kapanacak derken Erkan Öztürk herkesi sönmekte olan ateşin başına çağırıyor. Hepimize tombala kartları dağıtıyor ve o yağmurun altında hayatımın en güzel tombalasını oynuyorum. Yerden aldığımız otlarla,çakıllarla kartların üzerini kapatıyoruz.Biz motorcular için çok anlamlı hediyeler çinko ve tombalayı yapanlara gidiyor.


 
 Gecemiz de bir bu kadar güzel ve eğlenceli geçiyor. Ertesi gün artık dönüş zamanı.sabah erkenden herkes eşyalarını toplayıp vedalaşarak yola koyuluyoruz.Güzel dostluklar ve anılarla ilk Tenere kampım bitmiş oluyor.
 

24.10.15

4.Tenere Kaz Dağları kampı mayıs 2015


 
4.tenere kampı 2015 Mayıs ayında Balıkesir Kazdağları'nda, etkinlik daveti gelince seviniyorum. Çünkü motorumla katılacağım ilk kamp olacak bu. Ve bu motorla yapacağım en uzun yol olacak ki kendimin ve motorumun sınırlarını da göreceğim. Bu sene havalar bir türlü ısınamamış ve o tarihe yine yağmur veriyor olmasına rağmen hazırlıklarımı yapıp yola çıkıyorum. Dura kalka güzel bir yol yapıyorum ki evciler köyüne gelmeden yolda birden arı sokuyor beni boynumdan. Yolda duracak güvenli bir yer göremediğimden evcilere kadar acı içinde gelip köyün girişinde duruyorum. Köydeki bir ihtiyar amca yanıma gelip bana kamp yerini tarif ediyor ama ona arı soktuğunu söyleyince bana’’ bekle burda beni’’diyip gidiyor. Zaten sürecek gücüm yok, sanki ellerim titriyor. Bir süre sonra gelip bana dağ kekiği getiriyor.’’bunu ağzında çiğne ve arının soktuğu yere koy ‘’diyor. O sırada kamp yerindeki arkadaşlarımı arıyorum gelip beni almaları için. 10dk sonra onlarda geliyor ve köyün içine girip geleneksel olarak bilinen tüm ilaçlar yapılıyor boynuma. Ve ben arkadaşımın arkasına binip hava kararmış olmasına rağmen kampın yolunu tutuyoruz. Yol yine çok karışık ve tam bir arazi yolu. Ağaçlarda işaretler varmış ama yine görmüyoruz. Gece 3'e kadar gelenler oluyor. Zor olan yol haliyle hava kararınca daha karışık. Pek çok kişi geç de olsa bulmasına rağmen bir kısım da yolu bulamadığından vazgeçip dönmüş olduğunu duyuyoruz. Arkadaşlarımın beni almasından dolayı kendimi şanslı hissediyorum. O bölgede yaşayan ve bir restaurantı olan arkadaşımızdan akşam yemeği olarak ızgara balık – salata ziyafeti yaşıyoruz. Enfes..Zaten balık çiğ bile olsa yeriz hem acıkmışız hem dostlarımızlayız. Yine sabah olduğunda yerin, doğanın güzelliğini görüp büğüleniyorum. O zahmetli yola değdi gerçekten.. Ayazma dedikleri bölgedeymişiz. Yunan mitolojisinde İda dağı olarak bilinen kaz dağları tarihin ilk güzellik yarışması yapılan yermiş. Bu bölge güzel kızlarıyla ünlüymüş meğer.
 


 




Haliyle Tenere kampının bir özelliğide doğayla olan mücadeleye karşı yapılan bir kamp olduğu için festivallerle karıştırmamak gerekir diye düşünüyorum. Festivallerde gelen katılımcıların rahat ettirmek için herşey düşünülürken (yani tuvalet,su yeme-içme imkanları) doğa kamplarında, doğanın içinde bizim mücadelemiz yer alır. Her yer tuvalettir. Ya yanında getirdiğin su olur ya en yakın yerleşim yerinden ihtiyaçlarını karşılarsın. Tuvalet için bir kilometre tepe çıkman gerebilir. Kafa lambanın yada kamp ateşinin aydınlattığı yer kadar görürsün çevreni. Ama ben gibi sadece çadırını alıp gitsen de sorun yok çünkü yan taraftaki çadırdan bir bardak çay yada bir parça ekmek arası peynir gelir nasılsa..





 
 





O gün sabah bir de Erdem önen ve Barışkan Çaldağ’ı 23 gün , 25 ülke,41bin kilometre sürecek Nordcapp ‘a , ( 19 ülke 13.000 km ) Koral Kaplan’ıda ne kadar süreceği belli olmayan önce doğuya doğru başlayıp bir dünya turuna imrenerek uğurluyoruz. Yine hatıralarımda çok güzel anılarla,dostluklar dolu iki gün geçirip evime dönüyorum.


Ayrıca Tenere Türkiye grubuna ve bu kamplara dahil olmak isteyenler facebookdan ekleyebilirler.

Bundan yirmi yıl sonra yapmadığınız şeylerden dolayı, yaptıklarınızdan daha fazla pişman olacağız.. Hepimizin gidemesek bile gidebileceğimizi düşündüğümüz bir yolumuz, hayalimiz olması ümidiyle..
 

 

 

23.10.15

seyirci gözüyle ''sea to sky'' 2-3-4 Ekim-2015


6.sı düzenlenen ,dünyaca ünlü yarışlara az daha bu sene de gidemeyecektim.Her sene bir engel çıkarmı,çıkar.Hep çok gitmek istediğim yerlerde ya motorum olmadı ya motorda bir sorun çıktı.Bu senede daha uzun menzil gidebilmek için değiştirdiğim benzin deposunda bir problem çıkınca bir kez daha bu yarışları kaçırmayayım diye sabah karşı kemer’e direk giden otobüsden yerimi ayırttım.Oysa biz gibi rüzgar tutkunlarına otobüs ne zulm gelir,çeken bilir.

Sabah Kemer’e inip merkeze gelir gelmez padog alanını-motor bakımlarının yapıldığı ve toplanılan alan- buluyorum.Herkes ilk gün yarışları için plaja gittiklerinden bomboş bir alanda tur atıp arkadaşlarımı arıyorum.


 

Yarış 2.günkü orman yarışının sıralamasını belirlemek üzere plaj yarışıyla başlıyor..Avustralya’dan güney Afrika’ya,rusya’ya kadar 33 ülkeden 370 yarışmacının katıldığını öğreniyorum.içlerinde tabiki Türk yarışmacılarda var.Gruplar halinde start veriliyor ve yaklaşık 200mt ileriden kalkış yapıp engellerin olduğu yere gelip bir sürü engelden atlayıp,zıplayıp bazen de düşerek parkuru tamamlamaya çalışıyor.İyi kalabalık var,hatta seyirci parkura okadar yakın ki başlarına bişi gelecek diye korkuyorum.İlk defa geliyorum ama her şey çok tanıdık sanki herkesi tanıyorum..ertesi gün zamana karşı orman yarışı. orman parkurunda yarışmacıları çoğu, özelliklede zorlu yerlerde izleyebiliyoruz.Bu yerlerde güzel de bir espri var.Tavuk ve horoz-boğa geçişi.Boğa-horoz oldukça zorlu ama kısa geçişlerde,tavuk ise nisbeten daha kolay ve uzun geçişler için tanımlanmış.O noktaya gelen yarışmacı artık yorgunluk durumuda sanırım etkiliyor ki bu seçeneklerden birini seçiyor.Geçen de, geçemeyen yarışmacıda seyirci tarafından sürekli alkışlanıp destekleniyor.Tüm parkurlarda sürekli tıbbi destek araçları takip ediyor.4 saatlik zaman içinde bitişe ulaşabilen yarışmacılar ertesi gün finalin olacağı dağ parkuruna katılmaya hak kazanıyor.



 

3.gün Olimpos dağı’nda 2365mt de sona erecek.Bu parkurunda bir kısmını seyredebilsek de asıl bitişi görmek için teleferikle zirveye çıkıyoruz.İlk defa teleferiğe binmeninde heyecanıyla sanki bitişe ben gidiyormuşum gibi geliyor.Muhteşem bir manzara.Bulutların üzerindeyiz.Bu yükseklik yetmiyormuş gibi bir de orada bungy catapult yani sapan gibi bişi yapıyorlar.Deli bunlar.Neyse yarışa dönelim.Bir motorun ufukda görüldüğü haberi saatler sonra geliyor.Herkes bitişe toplanıyor.Gelenin ,geçen sene de birinciliği alan graham Jarvis olduğunu öğreniyorum. ilk gün plaj birincisi olan jony walker  2.ci ve 2.gün orman yarışının birincisi Wade young da 3.cü olarak bitişe geliyorlar.Kürsü kuruluyor,madalyalar veriliyor,şampanya patlatılıyor.Nefis bir atmosfer.Bir miktar diğer sporcuları unutuyoruz.31. olarak bitişe gelen bir türk arkadaşımız var.Burak Özdemir.Büyük bir başarı tabiki.Çünkü maalesef biliyoruz ki ülkemizde futbol dışında diğer branşlara yeterince önem vermiyoruz.Ne zor ve kısıtlı imkanlarla çalışıyorlarmış,öğrenince üzülüyorum.Gece bir otelde ödül töreni arkasında da diskoda bir eğlence ile sona eriyor.








 

Her ne kadar redbull anasponsor dahi olsa böyle  dünyaca ünlü bir organizasyonda, bana göre anılması gereken Kemer enduro klüp ve Kemer belediyesidir diye düşünüyorum..

 

Motor sevdalısı olan herkesin bu atmosferi solumalarını isterim.Hakikaten 3 gün boyunca 400 e yakın sporcu yere göğe meydan okudular ve gittiler…

Motosikletle Frigden Volgaya macerası 1.bölüm

Geçen sene #afyondannepale sürüşümün bana göre başarı ile geçmesinin ardından daha henüz  dönüş yolundayken seneye nereye gitmeli düşünce...